1 yıllık Avrupa Gönüllü Hizmeti Projemi 10 gün önce tamamlamış bulunuyorum. Almanya’nın Aschaffenburg kentinde devlet koruması altındaki çocuklar ile 1 yıl çok keyifli bir proje geçirdim.
Öncelikle sizlere Projemin gerçekleştiği kenti ve çocukların kaldığı evleri anlatmak istiyorum. Aschaffenburg, Frankfurt’a çok yakın Bayern eyaletine bağlı bir şehir. Küçük ama içinde ihtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bir şehir merkezine sahip. Yaz aylarında çeşitli etkinlikler ve festivaller gerçekleştiriliyor. “Kinderheim” olarak geçen çocuk yuvasında toplam 54 çocuk 6 farklı evde kalıyor. Evlerde ortalama 8 çocuk tek kişilik odalarda yaşıyor. Çocuklar belirli ve çeşitli sebeplerden dolayı aileleri ile değil, çocuk yurdunda yaşamlarını devam ettiriyorlar. Benim ve diğer eğitmenlerin başlıca görevleri de onların günlük yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yardımcı olmak ve onları psiko-sosyal açıdan desteklemek.
Benim çalıştığım ev çocuk evi olarak geçiyordu ve 8-13 yaş arası 7 çocuk kalıyordu. 5 adet eğitmen ile 1 yemek ve basit temizlik işinden sorumlu çalışan ile 7 kişilik bir ekiptik. Eğitmenler vardiya sistemi ile çalışıyor ve her gece 1 farklı eğitmen evde çocuklarla beraber uyuyordu. Ben Avrupa Gönüllü Hizmeti yaptığım için, gece çalışma yetkim yoktu bu yüzden gündüzleri çocuklar okuldan geldikten sonra iş saatim başlıyordu.
Kurumumuzda çocuklar için çok farklı topluluklar ve etkinlikler düzenleniyordu. Gönüllü olarak istediğim gezilere ve topluluklara rahatça katılıp, kendi evimin dışındaki çocukları da gözlemleme şansı elde ettim. Kurumda spor, dans, ata binme, bahçe ve doğa çalışmaları, at biniciliği, terapi köpekleri ile vakit geçirme, bisiklet kulübü, oda tiyatrosu gibi çok çeşitli etkinlik grupları bulunuyordu. Eğitmenler kendi ilgi alanları ile alakalı gruplar kurup çocukları bu konuda geliştirebilme şansına sahip. İlk ay önüme kocaman bir liste geldi ve aralarından istediğime katılabileceğimi, eğer arzu edersem yeni bir grup kurabileceğimi belirttiler. Kuşkusuz projemin en güzel yanı buydu, bana verilmiş kocaman bir özgürlük alanı ve bana güvendiklerini belirten sorumluluklar… Kurumda her hafta 2 saat 8 çocuk ile beraber kapalı alan tırmanışı yapmaya gittim. Hiperaktivite tanısı konmuş çocuklar için çok eğlenceli bir ortam oluştu. Diledikleri gibi tırmanabildikleri ve adrenalin ile güveni aynı anda yaşadıkları bir spor aktivitesiydi. Kendi evimizdeki 7 çocuktan 5 tanesini de her hafta kurumumuzda bulunan yüzme havuzuna götürüp, 1 saatlik yüzme kursları gerçekleştirdim. Yüzmeyi yeni öğrenen küçük çocuklar için çok iyi bir fırsat olurken, yüzmeyi bilen çocuklar da keyiflerince eğlendiler.
Çocuklar yurtta yaşadıkları için, okul kapalı olduğunda ve özel günlerde daha çok aktiviteler düzenledik. Yılbaşı, Paskalya, Noel, Karnaval haftası gibi bir çok özel günü çocuklarla beraber kutlama imkanı elde ettim. Bu sayede Alman kültürünü çok yakından gördüm ve etkileşime geçtim. Yılbaşında yeni yılı beraberce karşıladık ve gönlümüzce dans ettik. Noel günü hep beraber kiliseye gidip ayine katıldık, daha sonra Noel Baba’nın getirdiği hediyeleri beraber açtık. Özel günlerde çocukların yüzlerindeki mutluluğu görmek ve onlarla bir aile gibi vakit geçirmek benim için çok değerli bir deneyim oldu.
Yurtta çok çeşitli şehir dışı ve ülke dışı gezileri de düzenleniyordu. Her ev yılda en az bir kere tatile gidiyor. Biz bu sene bütün çocuklar ve eğitmenler 5 günlük Paris-Disneyland gezisi gerçekleştirdik. Kocaman bahçesi olan 8 Odalı bir evde 5 gün boyunca konakladık. Bu süre zarfında geceleri de çalıştım. Uyuyamayan ya da kötü rüya gören çocuklar için masal okuma köşemiz her zaman açıktı 😀 Çocuklar ile bir tam günümüzü Disneyland’ta geçirdik. İzledikleri çizgi film kahramanlarını yakından gördüler. Bir gün Paris in tam içindeydik ve hatta Notre Dam Katedrali’nin yandığı günün sabahı Katedrali ziyaret edebildik.
Kurumumuzda bisiklet turu gezileri, kardeş Çocuk yuvası gezileri, 1 Haftalık Sirk kampı gibi çok çeşitli konaklamalı geziler oldu. Ben vakit bulamadığım için hepsine katılım sağlayamadım. Sadece futbol takımımız ile beraber Avrupa Çocuk Yuvaları Futbol Turnuvası’na gittim. Slovenya’daki kardeş yurdumuz 2 gece konaklamak için bizi ziyaret etti, daha sonra onları da alıp Almanya’nın kuzeyinde bulunan Lübeck kentine turnuvaya gittik. Almanya içi ve Polonya, Slovenya gibi ülkelerden de gelen toplam 38 Çocuk Yuvasının kız-erkek karışık futbol takımları arasında 2 gün süren turnuva gerçekleştirildi. Çeyrek finale çıkmaya hak kazanamasak da, çocuklar ve bizler başka şehirlerdeki meslektaşlarımız ve çocuklar ile tanışma fırsatı elde ettik.
Çocuk yuvasında proje yürütmenin en güzel tarafı, çocuklarla doyasıya oyun oynayabilmek. Aklıma gelen her türlü yaratıcı ve bazen yaramazlığa yakın etkinlik ve oyunları onlarla oynadım. Şehir içindeki bütün etkinlik ve festivalleri takip edip, çocuklar ile beraber katılım göstermemiz için “Supervisior” uma fikir ile gittim. Çalıştığım kurum yeniliklere ve çocukları mutlu edecek fikirlere çok açık olduğu için çok rahat bir şekilde anlaştık. Çocuklar ile planör uçuşu, barbekü partisi, lunapark, tiyatro, sinema gibi çeşitli aktivitelerde vakit geçirdim.
Projem benim açımdan çok heyecan verici ve öğreticiydi. Bunun en büyük sebebi yeniliklere açık ve takım çalışmasına yatkın bir ekip ile çalışıyor olmaktı. Mutlu olmak ve boş vakitlerini değerlendirmek için fikirler yaratmayı seven pırıl pırıl çocuklarla çalışmak da bana ekstra motivasyon kaynağı oldu. Geriye bakıp düşündüğümde hızlı ve muhteşem geçmiş bir proje yılı görüyorum. Dilerim ki bütün AGH gönüllüleri projelerini mutlulukla hatırlar.