Fiziksel izolasyon sürecinden sonra

 

 20 Nisan 2020 itibari ile Almanya’da aşamalı bir şekilde sosyal hayat tekrar hareketlenecek. İlk aşamada sınav yılında olan öğrenciler okullarına devam edecekler, 800 metre kareden küçük olan işletmeler çalışmaya  açılabilecek, ve bir çok şirket evden iş yürütmenin zorluğundan bunaldığı için çalışanlarını ofislerine toplayacak. Peki ama bunun toplum ruh sağlığına etkisi ne olacak?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Almanya’da bu karar alınırken aktif hasta sayısının son 2 hafta içindeki değişimi dikkate alındı. Yapılan açıklamalarda ise sağlık uzmanları ve siyasetçiler geri dönüş sürecinin kontrol altında olduğunu belirtti. Benim yazımda değinmek istediğim nokta ise, pazartesinden itibaren sokaklarda göreceğimiz işe ve okula gitmekle yükümlü olan insanların  karşılaşabileceği duygusal durum ve bilişsel süreçler.

27 Ocaktan itibaren Almanya korona ile savaş veriyor ve bu sürecin yaklaşık son 1 ayı evlerde geçti. Evlerinde fiziksel izolasyon uygulayan vatandaşlar günlerini stresten olabildiğince uzak ve sağlıklı geçirmek için kendi yöntemlerini geliştirdiler. Ama sosyal hayata geri dönüş başladığında, insanların kendilerine yeni bir rutin ve yöntem geliştirmeleri gerekecek. Süreci çok ciddiye almış ve uzmanların önerilerine harfiyen uymuş kişiler ile, süreci ciddiye almamış ve tedbiri elden bırakmış kişiler belki de aynı otobüste yolculuk yapacak sonrasında da aynı iş yerini en az 8 saat paylaşacak. İşte dikkat etmemiz gereken ve ruh sağlığı çalışanlarının odaklanması gereken nokta tam olarak burası. Fiziksel izolasyon süreci boyunca kendi yöntemlerini geliştirmiş insanlar, güvenlik sınırları işverenler, okul müdürleri ve devlet yöneticileri tarafından belirlenmiş ortamlarda nasıl davranacak. Toplumun tekrar bir arada olmasından kaynaklanacak, kaygı seviyesi yüksekliği, stresin dışarı agresif tepkiler ile çıkması, suçlayıcı bakış ve konuşmalar, güvensizlik hissi ve takıntılı-abartılı düşünceler ruh sağlığı çalışanlarının odaklanması gereken noktaların başında geliyor.

Fiziksel izolasyon sürecinin belirsiz olduğu için depresif davranışlara yol açtığı, umutsuzluk ve hayattan geri çekilme tepkilerini doğurduğunu biliyoruz, gördük ve deneyimledik. Peki ya izolasyondan sonra? Söylemek isterim ki, asıl belirsizlik şimdi başlıyor. Fiziksel izolasyon sürecinin bitmesi bir koşula bağlıydı ; aktif vaka sayısı kontrol edilebilir seviyeye indiği zaman fiziksel izolasyon kaldırılacak. Peki fiziksel izolasyon bittikten sonra, döneceğimiz toplumsal hayat ne zaman hatırladığımız ve özlediğimiz halini alacak? işte bu bilinmiyor. Çok kesin bir dille söylemek gerekir ki, evde geçirilen vakit boyunca hatırladığımız ve kavuşmayı hayal ettiğimiz sosyal hayatın gelmesine daha çok var. Bunun olabilmesi için bütün dünyada virüsün bitmesi veya %100 işe yarayan bir tedavinin bulunması gerekiyor. Her ülkenin virüs ile savaşma başarısı aynı olmadığı için sürecin hızlıca (aylar içerisinde) yok olacağı fikrinden vazgeçmeliyiz. Kendimizi kandırmayı bir kenara bırakıp, yeni koşullara uyum sağlamalıyız.

Öncelikle fiziksel izolasyon süreci boyunca, dışarı her çıktığımızda virüs kaptığımızı, dışarısının virüsler ile kaplı bir deniz olduğunu düşündüysek, toplumsal hayata geri dönmek bizim için çok zor olacaktır. Virüsün bulaşma şeklini çok iyi anlamak, korunma yolları hakkında doğru ve her durumda uygulanabilir bilgiler edinmek önemli. Havalar ısındığı için, dışarıda geçirilecek vakitlerin, açık alanlarda olmasına özen göstermeliyiz. Eğer öğle yemeklerimizi iş yerlerine yakın avm veya fabrikaların yemekhanelerinde yiyorsak, yemek süresini kısa tutup molaların geri kalanlarında açık havada izole olmaya özen gösterebiliriz.

Evde kaldığımız süre boyunca hissettiklerimiz ne kadar haklı duygular ise, kalabalık toplumsal hayata geri dönmekten korkmak, çekinmek de bu kadar yerindedir. Bu süreçleri kendimize işkence haline getirmemek için bir sene önceki rutinimiz ile kıyaslama yapmaktan ve sürecin uzun olduğunu kabul etmemekten vazgeçmeliyiz. Şu anda evde kalmanın ve izole olmanın bir an önce bitmesini arzulayan kişilere söylemek isterim ki, izolasyondan sonraki dönem maalesef hayal ettiğiniz gibi değil ve kendiniz için yapabileceğiniz en büyük iyilik bunu bir an önce kabullenmektir.