Yaptığımız her hareketin arkasında sahip olduğumuz bir motivasyon vardır. Su içmek, yürüyüşe çıkmak, arkadaş edinmek, iş sahibi olmak ve okumak bunlardan bazılarıdır ki siz de kısa bir beyin fırtınası ile kendi hayatınızdaki motivasyon gerektiren örnekleri çoğaltabilirsiniz. Motivasyon konusunun önemi tam olarak, hayatın kendisine eş değer olmasından gelir. Düşük motivasyon, düşük hayat kalitesi ve düşük hayat enerjisi demektir.
Hayatımızda motivsyonumuzu etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilirken zamana bağlı olarak da değişiklik gösterir. Örneğin; yaz aylarında çalışma ortamlarında daha düşük motivasyona sahip olduğumuz gözlemlenmiştir. Yada mevsim fark etmeksizin tatil dönüşlerinde çalışma performanslarının düştüğü ve düşük motivasyonla çalışıldığı bilinmektedir. Hayatımızdaki motivasyonumuzu korumak, aslında mutluluğumuza açılan bir kapıdır ve bu yüden çok önemlidir. Şimdi bu yazıyı okuyan herkesten kısaca kendi hayatındaki motivasyon kaynaklarını düşünmesini istiyorum. Neden o evde oturuyorsunuz? Bu işte çalışmanızın sebebi ne? En son yediğiniz yemeği neden seçtiniz veya yaptınız? Spor yapma veya yapmama sebebiniz ne? Boş vakitlerinizi değerlendirmek için seçtiğiniz aktiviteyi niçin seviyorsunuz? Bu sorulara dürüstlükle cevap verin, ister içinizden isterse dışınızdan yanıtlayın. İster kağıda yazın ya da suya söyleyin fark etmez. Bunun üzerine bir kere düşünmeniz bile yeterli. Motivasyon kaynaklarınızı bulmanız, dengeler değiştiğinde hayatınızın kontrolünü kazanmanız için size yol gösterici olacaktır.
Düşük motivasyon kadar sürekli yüksek motivasyonun da hayatımıza kötü sayılabilecek etkileri vardır. Sürekli olarak aktif olduğunuz, bir amaç için canla başla çalıştığınız durumlarda vücudunuz hep alarm halinde olur. Bu durum vücudunuz açısından manik ataklara benzer ve belirli bir zamandan sonra yıpratıcı olmaya başlar. Yüksek motivasyonla hırs arasında çok küçük bir çizgi vardır. Motivasyonunuzu yüksek tutmak için yükselttiğiniz her hedefte aslında hırslanırsınız ve bu da yıpratıcı olmaya başlar. Hırs konnusuna önümüzdeki bülten yazısında ayrıntılı olarak değineceğim. Peki madem düşük ve yüksek motivasyon bizler için zararlı, o zaman yararlı olan seviye nedir? Hayattaki amacımız dengeli bir motivasyona sahip olmak olmalıdır. Motivasyon kaynaklarınızı belirlerken her zaman için sizi mutlu ve tatmin edecek optimal seviyeyi düşünmelisiniz. Örneğin; yaşadığınız evden veya çalıştığınız işten tatmin olmanızı sağlayan olmazsa olmazınız nedir? Ulaşabileceğiniz en düşük seviye ama sizi tatmin etme konusundaki en yüksek seviyeyi bulmalısınız. Daha sonrasında ise motivasyonunuzu düşürecek yada fazlasıyla yükseltecek durumlar gerçekleştiğinde kendinize bunu hatırlatmalısınız. Unutmayın ki dengeli ve sürekli motivasyon mutluluk getirir. Yüksek motivasyonla devam ederken, karşılaştığınız kötü durumlarda çok daha fazla hayal kırıklığına uğrarsınız. Ya da düşük motivasyonla devam eden hayatınızda ani bir yükseliş sizisersemletir ve belki de daha önce deneyimlemediğiniz yeni yollara sizi sokarak bocalamanıza sebep olur. Ama dengeli ve sürekli motivasyona sahip olduğunuzda, karşılaşılan durumlara karşı soğuk kanlılıkla tepki verir, sağlıklı kararlar alırsınız.
Motivasyonumuzu bizden iyi hiç kimse bilemez. Motivasyonumuzu hayatımızın her alanında korumak bizim elimizde. Olabildiğince dengeli ve saf motivayon kaynakları bulup, bunları içselleştiirmeliyiz. Böylece, karşılaşılan iyi ve kötü bütün durumlarda bize yol gösterici olacaklardır.