Çatışma, hayatımızın her alanında boy göstermesi muhtemel bir sorundur. Farklı sebeplerden dolayı oluşabilecek olan çatışma durumları, farklı türlere de sahiptir. Bireysel çatışma, bireyler arası çatışma, bireylerle grup arası çatışma, gruplar arası çatışma, örgütler arası çatışma bu türlere verilen isimlerdir. Çatışma; konusu, ele alınışı, kavrayış ve çözümü bakımından çok karışık gibi görünebilir. Ancak, sistematik bir yol izlendiğinde çözüme kavuşması hiç de zor değildir.
Bireysel çatışma dediğimizde, kişinin kendisi ile girdiği iç dünyasını kapsayan derin düşünceler ve duygular karmaşası aklımıza gelmelidir. Bireysel çatışmalar, kişiliğimizi besleyen ve şekillendiren olumlu yönlere sahiptir. Bireysel çatışmalarımızı kendi içimizde çözmekte zorlandığımızda ve çatışmayı sürdürdüğümüzde, artık içimizden taşıp çevremize yayılmaya başlar. Bu da diğer çatışma türlerinin oluşmasına sebep olur.
O zaman, tür fark etmeksizin bir çatışma ile karşılaştığımız anda ilk yapmamız gereken içimize dönüp kendimizi gözden geçirmektir. Bu aşamada kendimize karşı açık olmalıyız. Çatışma gerçekten kendi içimizden taşan ve dışarıya yansıyan sebeplerden de olmuş olabilir. Karşımızdaki kişinin yansıtması dolayısıyla çatışma içine çekilmiş de olabiliriz. Sebebini anlamamız bize çözüm yolları bulmamızda yardımcı olacaktır. Kendimizden kaynaklı bir çatışma içerisindeysek, bunu fark ettiğimiz anda “Kendimle kalmaya ve düşünmeye ihtiyacım var bunu daha sonra konuşabilir miyiz?” cümlesi, ortamın sakinleşmesine ve çözüm üretmek için gerekli zamanın yakalanmasına yardımcı olacaktır. Tam tersi durumda, çatışmanın karşıdan kaynaklandığını düşündüğümüz durumlarda da “İçinde bulunduğumuz durumu düşündüğümde bir çözüme ulaşamıyorum, belki de belirli bir müddet ikimiz de konu üzerine düşündükten sonra fikirlerimizi tekrar paylaşmalıyız” cümlesi, kimseyi yargılamadan orta yol bulucu ve karşımızdaki kişiyi de düşünmeye sevk eden bir hamle olacaktır.
Söz konusu bireylerle grup çatışması, gruplar arası çatışma ve örgütler arası çatışma olunca, muhatap bulma konusunda sıkıntı yaşıyor olabiliriz. Gruplar, birbirine benzer fikir veya çıkarları gözeterek bir araya gelirler. Yani daha büyük kitleli bir ortak akıl söz konusudur. Çatışma sebebini iyi anlamak ve analiz etmek bu durumda çok daha önemlidir, çünkü kitleyi ikna edecek bir çözüme ihtiyacımız olacaktır. Aradaki samimiyet durumunu gözeterek, grup üyeleri ile tekli konuşmalar gerçekleştirmek iyi olabilir, fakat amacımızı ve niyetimizi açıkça hepsine aynı şekilde belirtmeliyiz. Aksi takdirde davranışımız yanlış anlaşılabilir ve amacımızın çatışma çözmek yerine grubu daha da karıştırıp, yeni çatışmalar yaratmak olduğu sanılabilir.
Çatışma durumlarında yapılması gereken ilk hamle, sorunu analiz etme ve üzerine düşünme olmalıdır. Sonrasında ise amacımızı belirten net cümlelerle iki tarafı da yargılayan ifadeler kullanmadan iletişime geçmeliyiz. Unutmamak gerekir ki çatışma boyutu büyüdükçe, çözüm süreci de uzayacaktır. Süreç boyunca aynı tavrı sergilemeye önem verilmelidir. Her çatışma sonrasında öğreneceklerimiz farklıdır ve bunlara odaklanmak gerekir, çatışmanın kişilik ve hayat görüşü üzerindeki etkisini yadsımamak gerekir. Çatışma durumundan kimin galip çıktığı değil, kimin ruhsal kazanımlarla ayrıldığı önemlidir.